Vatan toprağı üzerinde yürürken her bir adım, şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış birer kutsal hatıra taşır. Her köşe, bu topraklar için canlarını veren kahramanların fedakarlığını barındırır. Bu bilinçle, Coğlaki Mahallesi girişinde yer alan Şehit Mezarı’nı ziyaret ettim ve derin bir duygu yoğunluğu içinde buradaki anonim kahramanımızın hikayesini anlamaya çalıştım.
Ziyaret ettiğim mezar, şehidimizin ismini barındırmayan, belki de zamanla unutulmuş bir hatıra. Mezarın üzerinde hiçbir isim veya tarih bulunmaması, bu vatan uğruna canını veren kahramanımızın kimliğiyle ilgili derin bir bilinmezlik yaratsa da, o mezarın önünde durmak bile bir şehidimizin hatırasını yaşatmanın en güzel ifadesiydi. İsimsiz bir kahraman, belki de ismi unutulmuş bir asker… Ama her kim olursa olsun, bu şehit, bizim için tarihin ve vatan sevgisinin canlı bir hatırasıydı.
Mezarın başında dururken, burada yatan kahramanın hayatını, ailesini, mücadelesini ve fedakarlıklarını düşündüm. Belki de bu mezar, isimsiz tüm kahramanlarımızın simgesi; belki de tarihin bir köşesinde kaybolmuş, unutulmaya yüz tutmuş bir hikayenin mirasıydı. Ancak bu bilgisizlik, şehidimizin değerinden hiçbir şey eksiltmiyor. Aksine, onun ismini ve hikayesini öğrenme arzumuzu daha da güçlendiriyor.
Bu ziyaret, sadece bir mezar başında durmaktan çok daha fazlasıydı. Bir halkın, bir milletin geçmişini hatırlama ve geleceğe dair sorumluluklarını yeniden anımsama anıydı. Şehitlerimiz, bu toprakların gerçek sahipleridir. Onların isimleri silinse bile, fedakarlıkları asla unutulmamalı. Coğlaki Mahallesi’nde bulunan bu şehit mezarı da bize bu sorumluluğu bir kez daha hatırlatıyor. Şehitlerimizin hatırasını yaşatmak ve onların uğruna can verdikleri vatan topraklarını korumak, hepimizin en büyük görevidir.
Bu ziyaretten sonra aklımdan geçen en önemli düşünce şu oldu: Belki de bu mezar, sadece bir şehidin değil, binlerce isimsiz kahramanın sembolüdür. Bizler, onların adını unutmamak ve bu vatanı onlara layık bir şekilde korumak için varız.
Comentarios