TARİHİ YAPILAR
MEDRESELER
ZİNCİRİYE MEDRESESİ
Eretnaoğulları Dönemi’nde Eretna Beyliği Sultanı Alaeddin Emir Eretna devrinde inşa edilmiştir. Bu hususta en önemli nokta taç kapı girişindeki ayet kitabesinin ebced hesabı ile 738/1337-38 tarihlerini vermesidir. Bu tarihlerde Aksaray Eretna Beyliği'nin hükümdarlığında bulunmaktaydı.Bu hususa dikkat çeken isimde Zekai Erdal olmuştur.Medresenin portalinde iki tane kitabe görülmektedir. İlk kitabe celî sülüs hatla Arapça olarak yazılmış tek satırlık besmele ve İhlas Suresi, ikinci kitabede ise celî sülüs hatla Arapça yazılmış Enfal Suresi 49.ayetinin bir parçasıdır.
KADIOĞLU MEDRESESİ
Taşpazar Mahallesi’nde Cıncıklı Mescid’inin karşısında bulunmaktadır.
Bedriyye,Köhne ve Melahat Sultan Kadıoğlu şeklinde de anılmaktadır. V.G.M.A. 534 numaralı Hurufat Defterinde medresenin bir diğer adının Köhne olduğu zikredilmektedir. Bu defterde medrese Minarecik Mahallesi’ndedir.
Bugün bulunan medrese 1910 yılında XIII.yy’da yapılmış olan yıkılan medresenin yerine inşa edilmiştir. Konyalı yıkılan eski medresenin Anadolu Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde (1205-11) Danişmendliler’den Nizameddin Yağıbasan’ın oğlu Aksaray Valisi Bedreddin Yusuf tarafından yaptırıldığı iddia edilmektedir. İbrahim Hakkı Konyalı medresenin 1327/1909-10 yılında Kadızade İbrahim Efendi tarafından yıkılan eski medresenin yerine yaptırıldığını yazmaktadır. Konyalı’nın incelediği dönemde ev olarak kullanılmaktaydı. Cumhuriyet devrinde Özel İdare tarafından satılan medrese Kadıoğulları tarafından satın alınmıştır. Mehmet Hamzakadı ise, yapının Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat (1220-1236) döneminde veyahut IV. Kılıçarslan (1249-1265) zamanında yapılmış olabileceğini iddia etmektedir. Aksaray’ın ilk valisi Abdullah Sabri Karter döneminde Paşacık Mahallesi’ndeki medrese fetvahane olarak kullanılmaktaydı.
BERAMUNİYE MEDRESESİ
Beramuniye Medresesi, Aksaray'ın tarihi dokusunu oluşturan önemli yapılardan biridir. İnşa tarihi ve konumu hakkında farklı kaynaklarda çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Sofular Mahallesi'nde günümüzde İl Milli Eğitim Müdürlüğü eski binasının bahçesinde yer alan yapının taç kapısının bir kısmı, orijinal yerinden farklı bir konumda bulunmaktadır. Abdullah Sabri Karter'in aktardığına göre, medresenin ilk konumu Hacı Hasanlı Mahallesi'nde, günümüzde Şimbekler'in evi olarak bilinen yerdeydi ve bir parça kapısı Aksaray Lisesi avlusunda sergilenmektedir.
Yapının taşınma süreci, zamanla değişen belediye düzenlemeleri ve yol genişlemeleri nedeniyle gerçekleşmiştir. Önerilen farklı konumlar arasında Gündoğdu Mahallesi'ndeki çeşitli bahçeler ve eski sinema bahçesi de yer almaktadır. Bu değişiklikler, medresenin geçirdiği farklı dönemlerin izlerini taşımaktadır.
Beramuniye Medresesi aynı zamanda Taciye Medresesi veya Darülhadis olarak da anılmaktadır. İnşa edildiği dönemde Vaiz Mehmed tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Abdullah Sabri Karter'e göre, Ulu Cami'ye ait olduğu iddia edilen ancak sonradan doğruluğu kanıtlanmayan bir kitabe, aslında medresenin tamir kitabesidir.
Bugün Beramuniye Medresesi'nin kalıntıları, Aksaray'ın kültürel ve tarihi mirasını koruma çabaları kapsamında önemli bir yer tutmaktadır. Yapının tarihi ve mimari detayları, şehrin geçmişine ve eğitim tarihine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
KÖPRÜLER
BAŞ KÖPRÜ
Baş Köprü, Aksaray şehrinin tarihi yapılarından biridir ve Ulu Irmak üzerinde bulunmaktadır. Kent merkezinin kuzeyinde yer alan köprü, Sofular Mahallesi ile Çerdiğin Mahallesi'ni birbirine bağlamaktadır ve üzerinden Hasas Mahallesi Caddesi geçmektedir.
Köprünün tarihçesi hakkında çeşitli kaynaklarda farklı bilgiler bulunmaktadır. Köprü üzerinde yapının yapılışını gösteren bir kitabe bulunmamakla birlikte, İbrahim Hakkı Konyalı, köprünün Sultan II. Kılıç Arslan döneminde yapıldığını belirtmektedir. Evliya Çelebi'nin anlatımlarında da Baş Köprü, Hacı Hasan Camii'nin yakınında olarak geçmektedir.
Baş Köprü, XIII. yüzyıl Anadolu Selçuklu dönemine ait olduğu düşünülen bir yapıdır. Araştırmacılar, köprünün Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad döneminde (1220-1236) inşa edilmiş olabileceğini öne sürmektedirler.
Günümüzde Baş Köprü, Aksaray'ın tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçası olarak korunmakta ve ziyaretçilerine geçmişin izlerini sunmaktadır. Şehrin merkezindeki bu köprü, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli bir yapıdır.
NAKKAŞ KÖPRÜSÜ
B. Nakkaş Köprüsü, Aksaray'da Ulu Irmak üzerinde yer almaktadır. Kent merkezinin kuzeybatısında bulunan bu köprü, Meydan Caddesi'nin üzerinden geçmekte ve Dere ile Meydan Mahallelerini birbirine bağlamaktadır.
Köprü üzerinde, kim tarafından ve ne zaman yapıldığına dair bir kitabe bulunmamaktadır. İbrahim Hakkı Konyalı'ya göre, köprü Selçuklu dönemine aittir. Evliya Çelebi, şehir merkezinde iki köprüden bahsetmektedir: Alaeddin Köprüsü ve Baş Köprü. Zekai Erdal, doktora tezinde bu durumu değerlendirerek, Baş Köprü'nün günümüzde mevcut olduğunu ve bahsedilen tek gözlü köprünün Sultan Alaeddin Keykubad'ın inşa ettirdiği köprü olduğunu öne sürmektedir. Mevcut köprüler üç gözlüdür, ancak tek bir gözle nehri aşabilecek şekilde ırmağın en dar olduğu yerde Nakkaş Köprüsü bulunmaktadır. Köprü, kuzeydeki şehir meydanı ile Seyfiye ve Beramuniye Medreselerine ulaşımı sağlamaktadır. Bu nedenle, Sultan Alaeddin Keykubad'ın inşa ettirmiş olduğu köprünün Nakkaş Köprüsü olduğu düşünülmektedir.
DEBBAĞLAR KÖPRÜSÜ
Debbağlar Köprüsü, Aksaray'da Ulu Irmak üzerinde yer almakta olup, kent merkezinin batısında bulunmaktadır. Köprü, Vehbi Bey Caddesi'nin üzerinden geçmekte ve Muhsin Çelebi, Dere, Pamucak ve Meydan Mahallelerinin kesiştiği kavşak noktasında yer almaktadır.Köprü üzerinde, kim tarafından ve ne zaman yapıldığına dair bir kitabe bulunmamaktadır. İbrahim Hakkı Konyalı, köprünün Selçuklu dönemi eseri olduğunu belirtirken, C. Çulpan ise köprünün XIII. yüzyıl Anadolu Selçuklu dönemi yapısı olduğunu ifade etmektedir. M. Görür, İbrahim Hakkı Konyalı'nın Baş Köprü için verdiği II. Kılıç Arslan ifadesinin bu köprü için de geçerli olduğunu iddia etmektedir. Köprünün menba yönünde, kuzey-batı açıklığı üzerinde H.1311/M.1893-94 tarihli Ortaköylü Hacı Ali Paşa'nın tamir kitabesi bulunmaktadır.
KALANLAR KÖPRÜSÜ
Kalanlar Köprüsü, Aksaray'da Ulu Irmak üzerinde yer almaktadır. Kent merkezinin kuzeydoğusundaki Kalanlar Mahallesi'nde bulunmaktadır.
Köprü üzerinde, kim tarafından ve ne zaman yapıldığına dair bir kitabe bulunmamaktadır. İbrahim Hakkı Konyalı'ya göre, köprü Anadolu Selçuklu dönemi eseridir. Bekir Deniz de Konyalı'nın bu iddiasına katılmaktadır.
KILIÇ ARSLAN HAMAMI
Kılıç Arslan Hamamı, Aksaray Lisesi karşısında, Sofular Mahallesi'nin girişinde yer almaktadır.
Kılıç Arslan Hamamı'nın üzerinde, kim tarafından ve ne zaman yapıldığını gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. 1895 yılında Aksaray’ı gezen F. Sarre, şehir içindeki yıkıntı haldeki bir hamamdan bahsetmektedir. C. Texier, şehirdeki yapılar arasında Selçuklu döneminden kalma bir hamamı da anmaktadır. İbrahim Hakkı Konyalı ve M. Görür, hamamın II. Kılıç Arslan tarafından yaptırıldığını kabul etmektedir. E. N. Çetintürk ise hamamın, II. Kılıç Arslan tarafından XII. yüzyıl sonu veya XIII. yüzyıl başında yaptırıldığını belirtmektedir. Yılmaz Önge, inşa tekniği ve mimari detaylarından hareketle mevcut hamamın XV. yüzyıl özelliği taşıdığını ve Karamanoğulları devrinde büyük oranda yenilendiğini yazmaktadır. Nevzat Topal ise Evliya Çelebi’nin "Bey Hamamı" olarak isimlendirdiği hamamın bu hamam olabileceği üzerinde durmaktadır.
1900’lerde Ulu Irmak’ın taşması ve donması sonucunda hamam da su içinde kalarak donmuş ve terk edilmiştir. 1941 yılında tahıl ambarı olarak kullanılmıştır. Muallim Hüsnü, hamamın 1928 yılında faal olduğunu bildirmektedir.
ALİ BEY PAŞA HAMAMI
Ali Paşa Hamamı, Aksaray'da yer alan ve Osmanlı Dönemi'nin önemli yapılarından biridir. XIX. yüzyılın sonlarında inşa edilen bu hamam, Sultan II. Abdülhamid’in başmabeyncisi Ortaköylü Hacı Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı dönemine ait mimari özellikleriyle dikkat çeken Ali Paşa Hamamı, günümüzde de aynı faaliyet alanında hizmet vermeye devam etmektedir. Zengin tarihi geçmişi ve korunan yapısıyla Ali Paşa Hamamı, ziyaretçilerine tarih ve gelenekle iç içe bir deneyim sunmaktadır.
MELİK MAHMUD GAZİ HANKAHI
Melik Mahmud Gazi Hankahı, Şeyh Hamit Mahallesi'nde, Yusuf Hakiki Baba Mescidi ve Türbesi'nin bitişiğinde yer almaktadır.
Meineceke, yapıyı Yusuf Hakiki Tekke olarak isimlendirmektedir. Halk arasında ise Selçuklu ve Beylikler devrinde darphane olarak kullanıldığı söylenmektedir, ancak bu iddiayı destekleyen buluntulara Prof.Dr.Bekir Deniz tarafından gerçekleştirilen kazılarda rastlanılmamıştır.
Mehmet Hamzakadı, yapının Anadolu Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde (1192-1210) yaptırıldığını iddia etmektedir. Okan Özcan, yapıyı 1216 yılına tarihlendirirken, Nilgün Çıtakoğlu ise XIV. yüzyıl Karamanoğlu eseri olduğunu kabul etmektedir. Prof. Dr. Bekir Deniz, yapının XIII. yüzyıl başlarına ait olduğunu belirtmektedir. Yapının mimari özellikleri ve süslemeleri, kesin tarihlendirme için daha detaylı araştırmalar gerektirmektedir. Konyalı ve Muhammet Görür, darphane ile Melik Mahmud Gazi Hankahı’nın iki farklı yapı olduğunu ve hankahın tamamen yıkılmış olduğunu aktarmaktadır.